Avrupa acayip yer vesselam!!!

Bizim gibi doğu kültürü ile donatılmış köklerine sıkı sıkıya bağlı milletler için garip geliyor bazı şeyler. İlk başlarda insan affallıyor da sezdirmiyor içten içe düşünmeye başlıyor farkındalık artıyor belki de! Sanırım tecrübe denen şey böyle bişey! Ne garip insanın kendini karşısına alıp incelemesi…

Plastik tüketimi dünya genelinde Kuzey Amerika’dan sonra ikinci sırayı Batı Avrupa alıyor özellikle de PS türü denilen ambalaj kapları ve ev gereçlerinde ağırlık hayli fazla. Örnegin plastik tabaklar, bardaklar, kaseler, içecek kapları vs…  Son yıllarda Türkiye’de plastik tüketimi 2,9 ton iken, İtalya da bu rakam 7,2yi buluyor… Bu da demek oluyor ki gittiğiniz herhangi bir evde bir misafir ziyaretinde, bir barda, bir lokantada yahut da önemli bir günde dahi önünüzde plastik tabakları elinizde plastik bardakları görebilirsiniz. Keyifli bir mojitoyu, margaritayi bile plastikte içmek zorunda kalabilirsiniz.

Bilindiği gibi plastik doğada en zor yok olan madde. Maalesef ki kanserojen maddeler de içermekte. Bizim mutfaklarımızda esamesi okunmayan plastikler ne yazık ki Batı Avrupa ülkelerinde sofraların tacı. Süper marketlerde sadece plastik malzemelerin her çeşidini bulabileceğiniz devasa reyonlarda da bulunmakta üstelik Noel’de kırmızı, Hallowen’de turuncu plastik tabak,bardak çesitleri de cabası!!

Üniversite yıllarımda Sakarya’ya gitmek için otobüs yolunu kullanırdım. Her seferde çay-kahve servisi yapılırdı, plastik,köpük bardaklar üç yudumluk içeceklerle kirletilir ve atılırlardı. Hatta bir keresinde bir arkadaşımın “aman bardak kirlenmesin boş yere yurda gidince içerim” diyerek su bile içmediğine dahi şahitlik etmiştim. Kimi haftalar yolcu sayısından kirli bardak çıkarımı yapıp günlük seferleri haftalıklarla, haftalıkları aylıklarla çarparak aylık kirli bardak tahminleri yapardım! Düşünüldüğünde hiç de azimsanacak gibi değildi.

Bazı -hafta sonları- eklerinde yaşları henüz 12-24 arasında çöp toplayıcılarının en içler acısı fotoğraflarını basarak altına şükür minnet bildiren “aslında siz iyiki varsınız, bi yerde iyi de oluyor” gizli mesajlari veren gazetelere ateş püskürerek arkadas bu işin teknolojisi var koyarsın kutuları millet atar dediğim günler geldi aklıma.

“Avrupa’da yok böyle birşey” derler ya hani, Avrupa’ da var böyle bişey be kardeşim var!! Amaç “bak işte Avrupa yalan” demek değil , maksat bu dünya bizim demek!  Bu çevre, bu su bizim… “Ee sen porselen kullansan onu yıkamak zaten aynı şey” diyenler olacaktır ama değil! Araştırmalar doğa zehirlenmesinin daha tehlikeli boyutlara doğru ilerlediğini gösteriyor. Yaşıtlarım ne düşünüyor bilmiyorum ama bu dünyaya yeni nefesler vermek gittikçe zorlaşıyor!!

Yine çöpten bulduğu bulduğu ayakkabısı ayağında, demirine büyükçe bir çuval bağlı arabasıyla mahalle mahalle gezen, burda olsalardı çok iş çıkarırlardı diye bir anlık iç geçirdiğim, çöp toplayıcıları buralarda yok diye üzülsem mi sevinsem mi bilemedim gitti!!!